28 Nisan 2009

Steak101 - Günaydın Steak House


Bir Cumartesi yemeğini, son zamanlarda artan et hevesiyle, Günaydın’ın İstinye Park’taki Steak House’unda yedik. “Dükkan”'a yaptığımız ziyaretten sonra asosyetik bir "steak house" deneyimi yaşayabilir miyiz umuduyla kalkıştık bu işe.
Peşinen söyleyelim, sonuç çok tatmin edici. Hızlı servis, iyi yönlendirme, olaya hakim garsonlar ve leziz mi leziz etler. Yeni moda, paylaşımlı masalar burada da mevcut. Bir alışveriş merkezinin “Pazar yerinde” bulunduğunuz için gürültüden kaçamıyorsunuz, yani sessiz sakin oturalım derseniz, ancak iç taraftaki masalarda yer bulabilirseniz mümkün olabilir. Kaldı ki gürültü buraya da yansıyor. Yer gösteriminden kalkmamıza kadar geçen süreçte her daim yardıma hazır garsonlar görmek çok rahatlatıcıydı. Elinizi yanlışlıkla kaldırmanız bile başınızda bir garsonun bitivermesiyle sonuçlanıyor.

Et olarak T-bone steak ve Fillet Mignon sipariş ettik, yanında birer kadeh sıradan bir yerli kırmızı şarap, sıradan bir "akdeniz yeşillikleri" salatası ve tabii ki masanın standart donanımında yer alan zeytinyağlı zeytin-ekmek ikilisi.
Etlerden önce isterseniz her masada bulununan soğanlı ve sade foccacio’lar ya da sipariş üzerine getirdikleri yuvarlak sade/tahıllı ekmeklerle etraftaki güzel kokuları biraz olsun bastırabilirsiniz. Gerçi foccacio’lar beklemekten biraz sertleşmişti. Ancak olsun. Çünkü odak noktamız; et. Etler tam sipariş ettiğimiz kıvamda geldi. Yanlarında ızgara sebze, patates, soğan ve hardal bulunuyordu. Etlerin çok iyi pişirildiği lezzetine yansımıştı. Bunu eti kestiğimizde tabağın kan gölüne dönmemesi ve tüm soslar birbirine karışmamasından anlıyabiliyorduk.
Ne yazık ki Günaydın Steakhouse ambiyans konusunda çok zayıf. Pazar yerinin ortasında domatesler, salatıklar, elmaların ortasında yemek yiyorsunuz. Mekan çok uzun muhabbeti kaldıramacağından yiyip kalkmak en doğrusu. Bazen kıstasınız sadece yemek olabiliyor. Cok hızlı ve eksiksiz servisle en zor pişecek eti bile çabucak yiyip kalkabilirsiniz. Fiyatlar abartılı değil; isminin yanına "Steak House" ya da "Günaydın The Butcher Shop" gibi ibareler eklemiş bir yer için normal sayılabilir. Başka yerde daha ucuza yemek tabii ki mümkün ama koşullar ve etin kalitesi biraz daha değişecektir hiç şüphesiz. Masadan mutlu bir şekilde kalkmak üzereyken yanımızda oturan bir müşteriye gelen Cafe de Paris bonfile bir anda burnumuzu çeldi. Her ne kadar yemesek de, kokusundan"Cafe de Paris" isimli mekanda sunulan aynı cins etten çok daha güzel olduğu izlenimine kapıldık. Başka bir sefer onu deneriz.
Yazıyı bitirmeden önce bir anektod paylaşmak istiyoruz. Geçenlerde ziyaret ettiğimiz, son dönemin popüler mekanlarından"Dükkan"'ın ne kadar abartıldığını Günaydın’a gittikten sonra bir kez daha anladık. Gerek internetteki gerek gazetelerdeki yazılardan ve yorumlardan, buranın gerçek bir "steak house" ve et ustası bir yer olduğu izlenimine kapılmıştık. Yaşayacağımız tecrübeyi ise iple çekiyorduk. Ne yediğimiz “dry-aged” etler, ne de sunulan servis bizi tatmin etti. Üstüne anormal bir rakamda hesap ödemek sinirlerimizi bozdu. Yer itibarıyla da Armutlu’nun sapa bir yerinde bulununan Dükkan’a arabayla gidecekseniz bir kez daha düşünün. Arabanızı emanet ettiğiniz yer Allah katı. Kapıda gördüğümüz "Hoşgeldin" tavrı içler acısı. Servis vasatın altı ve küstah. Tüm iddiaya sahip etleri iddiasız. Düşünün ki bir Cumartesi akşamı ekmek kalmadığı için masaya hamburger ekmeği getiriyorlar, hatta limon olmadığı söyleniyor. Tüm masalar paylaşımlı. Bombayı yemeğin sonuna saklamışlar. Tüm bu eksilere rağmen oldukça kabarık bir hesap. Hiç şüpheniz olmasın ki iddialı oldukları tüm etleri, sıradan kasap ya da şarküteri tarzı yerlerden daha kaliteli ve daha ucuza temin edebilirsiniz. Üzgünüz ki ne “elli yıl bekletilmiş etleri” özel, ne "sadece oraya özel" giriş yemekleri. Kendiniz bunları temin ederseniz, belki eviniz, hatta bahçeniz konforu içinde yiyip üstüne keyfi de size kalır tamamen. Artık herşey moda olduğu için yapılıyor ve bu mekan da moda olduğu için kazanmaya devam ediyor. Yaşadığımız olumsuzlukları saysak buraya bir liste çıkar. Sonuç itibarıyla ne Günaydın'daki ne de Dükkan'daki tüm mamülleri tattık; ama kendimizi bir karşılaştırmaya sokmadan rahat duramıyoruz. Bunca şan-şöhretine rağmen, oyumuz ve takdirimiz Dükkan yerine Günaydın'a gidiyor. Gerçek lezzete hakkı teslim edilmeli.

2 yorum:

  1. Ağzım sulandııııı 😛

    YanıtlaSil
  2. Ablamın patronu olan ceza avukatı buraya gitmişti misafirleriyle. Toplantıya ablamı da götürmüşlerdi. Ablam anlata anlata bitiremiyor.

    Ayy ben de gelmek istiyorum ama benim patronum cimrinin teki çorbacıya bile götürmüyor.

    YanıtlaSil